Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyabet ve Beslenme Kanser Riskini Nasıl Etkiliyor?

Singapurlu ve İngiliz araştırmacılar,

Singapurlu ve İngiliz araştırmacılar, metabolik bozuklukların kanser riskini nasıl etkilediğini ve tümör baskılayıcı genlerin devre dışı bırakılmasının kanser büyümesine nasıl katkı sağladığını incelediler. Bu çalışma, beslenme ve diyabet gibi faktörlerin kanser riskini etkileyebileceğini öne sürerek önemli sonuçlar sundu.

Glikoz Metabolizması ve Kanser Riski: Benzersiz Bir Yaklaşım

Araştırmacılar, glikoz metabolizmasındaki değişikliklerin kanser büyümesini destekleyen genlerin, özellikle de BRCA2 geninin, devre dışı bırakılmasına neden olduğunu buldular. Bu keşif, kanser riskini yönetmek için diyet ve kilo kontrolünün önemini vurgulayarak mevcut farkındalığı artırdı.

Beslenme ve Diyabetin Kanserle İlişkisi: Umut Verici Bulgular

Metabolik değişikliklerin, özellikle diyabet durumunda, DNA onarımını engelleyebileceği ve kanserli mutasyonlara yol açabileceği keşfedildi. Yüksek metilglioksal (MGO) seviyelerinin, kanser riskini artırabileceği ve BRCA2 proteininin tümör baskılayıcı yeteneklerini bloke ederek kansere katkı sağlayabileceği gösterildi. Ancak, daha büyük örnekler üzerinde yapılan çalışmaların gerekliliği vurgulandı.

2

Kolon Kanseri Taraması: Yeni Yaklaşımlar ve Öneriler

Kolon kanseri taraması konusunda yeni yaklaşımlar ve öneriler de sunuldu. Özellikle, negatif kolonoskopi sonrası yapılan taramaların, kolon kanseri teşhisinde veya ölümünde 10 ila 15 yıllık standart tarama aralıklarıyla aynı riski taşıdığı bulundu. Bu yaklaşım, invaziv tedavilerin gereksiz kullanımını önleyebilir ve tarama erişilebilirliğini artırabilir.

Bu araştırma, beslenme, metabolik sağlık ve kanser riski arasındaki karmaşık ilişkileri anlamak için önemli bir adım sağlamaktadır. Uzmanlar, daha fazla çalışmanın, kanserle mücadelede etkili önleyici stratejilerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini belirtiyorlar.