Kırmızı ve işlenmiş etlerin yerine bitki bazlı proteinlerin konulmasının, yaşam beklentisini artırabileceğini gösteren yeni bir çalışma, beslenme ve sağlık konularında önemli bulgular sunuyor.
Et ve Yaşam Beklentisi
Dünya genelinde birçok insanın beslenmesinde temel bir yer tutan et, yapılan yeni araştırmalara göre, kırmızı ve işlenmiş etlerin bitki bazlı alternatiflerle değiştirilmesi durumunda daha uzun bir yaşam sunabilir. McGill Üniversitesi ve Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu tarafından yapılan ortak bir araştırma, et tüketiminin yarısının bile bitkisel proteinlerle değiştirilmesinin yaşam süresini yaklaşık dokuz ay uzatabileceğini ortaya koydu.
Kronik Hastalık Riski ve Yaşam Beklentisi
Araştırma ekibi, yaşam beklentisindeki bu artışı kronik hastalık riskinin azalmasına bağladı. Bitki bazlı bir diyete geçmenin erkekler için daha fazla fayda sağlayarak, kadınlara kıyasla yaşam beklentisinde iki kat artış sağladığını belirlediler. Ancak, bazı süt ürünlerini bitkisel proteinlerle değiştirmek, yaşam süresinde küçük bir artışa yol açsa da kalsiyum eksikliği riskini %14 oranında artırabiliyor.
Araştırmanın Detayları
SciTechDaily’nin bildirdiğine göre, Nature Food’da yayınlanan çalışma, Kanada ulusal beslenme araştırmasından elde edilen verileri inceleyerek katılımcıların beslenme kayıtlarını değerlendirdi. Araştırma, kırmızı ve işlenmiş etlerin veya süt ürünlerinin %25 ve %50 oranında bitkisel proteinli gıdalarla değiştirilmesini modelledi. Bitkisel proteinli gıdalar arasında fındık, tohum, baklagiller, tofu ve zenginleştirilmiş soya içecekleri bulunuyor.
Sağlık ve Çevreye Katkılar
Daha fazla bitki yemenin sağlık açısından faydalarının yanı sıra, bitkisel ürünlerle yapılan değişikliklerin diyetle ilişkili karbon kirliliğini de azalttığı bulundu. Kırmızı ve işlenmiş etlerde %25, süt ürünlerinde ise %5 oranında karbon kirliliği azalması sağlanabiliyor. Ayrıca, bitki proteinlerinin kilo, insülin ve kolesterol düzeylerini azaltma gibi sağlık avantajları bulunuyor. Bilim insanları, hayvansal ürünlerin yarısının bitki bazlı alternatiflerle değiştirilmesinin, küresel tarımdan kaynaklanan kirliliği 2050 yılına kadar üçte bir oranında azaltabileceğini buldu.
Uzman Görüşleri
McGill Hayvan Bilimi Bölümü Doçenti ve McGill Üniversitesi Sağlık Merkezi Araştırma Enstitüsünde bilim adamı olan kıdemli yazar Sergio Burgos, “Bulgularımızın tüketicilerin daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir gıda seçimleri yapmasına ve Kanada’daki gelecekteki gıda politikasını bilgilendirmesine yardımcı olacağını umuyorum,” dedi.
Ortak yazar Patricia Eustachio Colombo ise, “Kırmızı ve işlenmiş et tüketimini azaltmanın yanı sıra bitki bazlı gıda tüketimini artırmak, sağlık ve çevre açısından önemli faydalar sağlayacak ve Kanada’daki çoğu insanın beslenme düzeninde nispeten küçük değişiklikler gerektirecektir,” diyerek bitkisel bazlı diyetin önemini vurguladı.